Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

11.SINIFLAR DİL ANLATIM DERS KONULARI

Aşağa gitmek

Gülenyüz 11.SINIFLAR DİL ANLATIM DERS KONULARI

Mesaj tarafından Atirpan C.tesi Ara. 08, 2007 12:38 am

BİYOGRAFİ

"Yaşam öyküsü" de denebilir. Bir kişinin yaşamını anlatmayı konu alan edebiyat türüdür. Yazarın kendi yaşamını anlattığı oto biyografiler de bu türün içinde yer alır. Yaşam öyküsü kişisel anılara ya da araştırma sonucu edinilmiş sözlü ve yazılı malzemelerin düzenlenmesine ve yorumlanmasına dayandığı için tarihin bir dalı olarak da görülebilir. Ama konu alınan kişinin bireyselliğini, yaratıcı ve duygudaş bir kavrayışla aktarmaya çalıştığı için aynı zamanda edebiyatın bir koludur.
Tarihte ölen kişinin yaşamını ve yapıtlarını öven mezar yazıtları ve cenaze törenlerindeki konuşmalar yaşam öykülerinin ilk örnekleri sayılabilir. Daha sonra eldeki verilerin keyfi ya da eleştirellikten uzak bir yorumuna dayanan, söz konusu kişiyi övmek ve okura örnek oluşturmak için yazılan yaşam öyküleri başlamıştır. Bunun hemen ardından kişilerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmayı amaçlayan eleştirel yaşam öyküleri de kaleme alınmıştır.
Yaşam öyküsünün bir başka özelliği, yazarının tarafsız olmamasıdır. Yaşamını yazdığı kişiyi sunar ve yorumlarken kendi kişiliğini de eserine yansıtır. Otobiyografi türünde bu özellik daha da belirgindir.

MAKALE

Yazarın belli bir konuda, genellikle günlük politika ile ilgili görüşlerini dile getirdiği kısa metinlerdir. Makale, asıl gazetelerin yaygınlaşması ve gelişmesiyle kendini gösteren bir edebi türdür. Yazar bu kısa yazılarda çeşitli konulara ilişkin kişisel görüş eleştiri ve önerilerini sıralayabilir. Ya da politik veya toplumsal sorunlara değinebilir. Konular politikanın yanı sıra, bilim, dil, kültür gibi yazarın tercih ettiği herhangi bir alan da olabilir. Makalenin amacı, açıklama, eleştiri, tanıtım, bilgilendirme de olabilir. Ama genellikle eleştirel tutum ön plandadır. Makaleler, günlük yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde yayınlanabilir.

ELEŞTİRİ

Herhangi bir kişiyi, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlışlarını dile getirerek göstermek amacıyla yazılan kısa metinlerdir. Hedeflenen öğeyi doğru ve yanlış yönleriyle tanıtmayı amaçlayabileceği gibi, bu öğenin doğru tanıtılmasını sağlamayı ve bir değerlendirmeyi de hedef alabilir. Edebiyat sorunlarını ve yapıtlarını konu alan inceleme, yorum ya da değerlendirme olarak da tanımlanabilir.

ANI

Kişisel yaşantının bütünü ya da belli bölümlerini ya da gözlemleri dile getirmek amacıyla yazılmış edebi metinler ya da kayıtlardır. Otobiyografi ile karıştırılabilen anı, ondan dışsal olaylara verdiği önem nedeniyle ayrılır. Anıda kişisel yaşam izlenimlerinin yanı sıra bu izlenimlerin dış boyutları da geniş olarak yer alır. Otobiyografide yazar öncelikle kendilerini konu edinirken, anı yazarları çoğunlukla çeşitli tarihsel olaylarda rol oynamış ya da bu olayların yakın gözlemcisi olmuş kişilerdir.




MİZAH

Olayların gülünç, alışılmadık ve çelişkili yönlerini yansıtarak insanı düşündürme, eğlendirme ya da güldürme sanatıdır. Bu amaçla yazılan edebi eserler de mizah türü için de değerlendirilir. En kaba şakadan en ince espriye kadar bütün mizah örnekleri, birbiri ile uyum içindeki olaylar arasındaki çelişkinin birdenbire ortaya çıkarılmasına dayanır. Mizah gelenek ve kuralların sorgulanmasında önemli bir rol oynar. İki amacı vardır, saldırma ve savunma. İnsanın topluca yaşamaya başladığı dönemle birlikte mizah da otaya çıkmıştır. Kentleşmeyle birlikte daha soyut ve dolaylı bir özellik kazandı.
Mizahı bedensel şiddetten ayırıp keskin dilli bir sanata dönüştüren Atinalılar olmuştur. Ortaçağda kilise ve kralları alaya alan masallarıyla şenliklerde halkı eğlendiren öykü anlatıcıları jonglörler ve gezgin minstrel’le birlikte açık cinsel çağrışımları da olan yeni bir mizah türü yaygınlaştı. 20. yüzyılda yeni bir mizah türü doğdu. Komik öğelerin yanı sıra ürkütücü ve korkunç öğelere de yer veren kara mizah ortaya çıktı. Siyasal mizah da bu dönemde önem kazandı.

Türk edebiyatında mizah

Türk edebiyatında ise gerçek anlamda ilk mizah ürünleri masallar, fıkralar ve seyirlik oyunlardır. Divan edebiyatında da sık rastlanmamakla birlikte mizah yer almıştır. Tanzimat döneminde Türk mizahının çehresi geniş ölçüde değişti. Teodor Kasap ve Direktör Ali Bey’in Fransız edebiyatının etkisiyle yazdıkları tiyatro eserleri önem kazandı. Şinasi’nin Şair Evlenmesi, Ziya Paşa’nın Zafername Şerhi, Namık Kemal’in imzasız fıkra ve yergileri bu tiyatro eserlerini izledi. 2. Meşrutiyet’le birlikte Türk mizah edebiyatı büyük gelişme gösterdi. Baha Tevfik, Peyami Safa, Ömer Seyfettin, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon gibi birçok yazar mizah yazılarıyla ünlendi.
Cumhuriyetle birlikte Türk mizahı yeni bir kimlik kazandı. Bu dönem yazarları geçmişi eleştiren, yeni dönemi savunan bir tutum benimsedi. Çok partili dönemle birlikte mizah kapsam ve konu bakamından büyük zenginlik kazandı. Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rifat Ilgaz, Orhan Kemal, Bedii Faik, Haldun Taner, Muzaffer İzgü, Çetin Altan gibi yazarlar bu dönemin önemli isimleridir.
Atirpan
Atirpan
Yönetici
Yönetici

Kadın
Mesaj Sayısı : 478
Yaş : 100
Nerden : izmir
Kayıt tarihi : 25/10/07

http://edebiyatsever.blogcu.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Gülenyüz Geri: 11.SINIFLAR DİL ANLATIM DERS KONULARI

Mesaj tarafından Atirpan C.tesi Ara. 08, 2007 12:39 am

Düşünce Türleri
Anlatı Türleri
Yazışma Türleri
Makale
Fıkra (Köşe Yazısı)
Deneme
Eleştiri
İnceleme
Rapor
Ropörtaj
Hikaye ve Roman
Mektup
Dilekçe


DÜŞÜNCE TÜRLERİ
MAKALE
Bir konuda bilgi verirken veya bir gerçeği savunurken,türlü kanıtlardan faydalanan,bunları bilimsel biçimde inceleyen gazete ve dergi yazılarına makale denir. Makaleler her konuda yazılabilir.
Makale türü, edebiyatımıza Tanzimat döneminde gazete ile birlikte Batı'dan giren bir türdür. Düşünce yazıları içinde en ağırbaşlı ve en zor olan tür makaledir. Makalenin amacı bilgi vermektir ama bu bilgi ansiklopedik bilgilerden çok farklıdır. Ansiklopedik bilgide,tanıtma,açıklama,sıralama ve kendiliğinden kesinleşmiş olma özellikleri vardır. Oysa makalede kişilik sezinleten bir anlatım,bir yorum ve inandırma eğilimi,bir amaç vardır.
Bilim ve kültür alanında yazılan makaleler,sınırlı bir kültür kesimine ulaşmayı amaçladığından bu makalelerde daha bilimsel bir dil kullanılır.
Gazete ve dergilerdeki makalelerse,geniş halk kitlelerine ulaşmayı amaçladığından yazar,dilini daha açık,daha popüler ve daha anlaşılır bir düzeyde tutar,özel terimler kullanmaktan kaçınır.
FIKRA ( KÖŞE YAZISI)
Gazete ve dergilerde yayımlanan güncel,siyasal,toplumsal sorunları ele alan yazılardır.Gülmece nitelikli fıkralar da olmakla birlikte yazılı kompozisyon türü olarak fıkra,düşünsel ağırlıklı kısa yazılardır.
Fıkralarda siyasal ve toplumsal olaylar ele alınırken belgelere,kanıtlara,aşırı ayrıntılara yer verilmez.Makaleler gibi iddialı ve ispatlayıcı yönü ağırlıklı değildir.Fıkra yazarı,geniş kitlelere seslendiği için dili kolay anlaşılır bir dil olmalıdır.Her konuda fıkra yazılabilir.
DENEME
Edebi türlerin tümü gibi deneme için de bir tanım vermek çok güçtür.Deneme günümüzde hemen bütün yazı türlerine doğru yayılma göstermektedir. Bu türler içinde en çok eleştiriyle bir arada anıldığı görülmektedir.Ancak burada söz konusu olan daha çok izlenimsel eleştiridir.
Deneme için bir tanım yapmak gerekirse şunları söyleyebiliriz:
“Deneme;bir yazarın,herhangi bir konu üzerinde,özel görüş ve düşüncelerini hiçbir iddiaya yer vermeden,kesin yargılara varmadan anlattığı yazı türüdür.”
Batı edebiyatında essai (ese ) adı verilen deneme konuları genellikle edebiyat,sanat,bilim,felsefe...vb.dir. Özellikle Fransız edebiyatında Montaigne,İngiliz edebiyatında Bacon en tanınmış deneme yazarlarıdır.
Denemede bir konu sınırlılığı,belli bir biçim yoktur.Yazar,konu seçmede tam bir özgürlüğe sahiptir.Denemede yazar,kendi kendine konuşur gibi bir anlatım rahatlığı içindedir. Denemenin sonunda kesin bir yargıya, bir sonuca varmak gayesi güdülmez.
ELEŞTİRİ
Bir eseri değerlendirme amacıyla yazılan yazılara eleştiri denir.Eleştiride eserin yada sanatçının gerçek değerinin belirtilmesi amaçlanır.
Eleştirmeci,bir sanat eserinin gerçek değerini,özünü yapılışını,değerli-değersiz yanlarını ortaya koyar.Eleştirmecinin görevi güzellik yaratmak değil,yaratılmış güzelliği yargılamak,okurlara tanıtmaktır.
Eleştiriler;okura dönük eleştiri,topluma dönük eleştiri,sanatçıya dönük eleştiri,yapıta dönük eleştiri... olmak üzere türlere ayrılır.
İNCELEME
Bir eserin,bir sorunun,bir olayın özelliklerini,en ince ayrıntılarını araştırarak göz önüne seren yazı türlerine inceleme denir.Her obje bir inceleme konusu olabilir.Ama konumuz kompozisyon olduğu için biz yalnız bu anlamda inceleme yazıları üzerinde duracağız.
İnceleme,ister sözlü,ister yazılı olsun,bir tartışma niteliği taşır.
İnceleme yazıları yazarın teknik ve üslubuna göre diğer türlerin özelliklerini de gösterir; buna göre kimi yerde makale,kimi yerde deneme,kimi yerde sohbet havasına bürünür.
İnceleme yazılarında bir kolaylık olmak üzere şu soruları sırasıyla sorarak çalışmak,faydalı sonuçlar verecektir:
a. Ne? ( Bize eserin ve sorunun konusunu verir. )
b. Niçin? ( Eserin yazılma amacını, ana fikrini, temasını buldurur. )
c. Nasıl? ( Eserin yöntemini kavratır. )
d. Nerede? ( Yer,dekor. )
e. Kim? ( Kişileri verir. )
f. Ne zaman? ( işin süresini belirtir. )
İnceleme Planı :
A. Eserin Dış İncelemesi:
Eserin adı
Yazarı,çevireni
Basıldığı matbaa ve basılış tarihi
Kaçıncı baskı olduğu
Sayfa sayısı,fiyatı
Eserin boyutları
B. Eserin İç İncelemesi :
Yazarı hakkında bilgi
Türü hakkında bilgi
Özet
Eserdeki kişiler
Başroldekilerin kısaca tanıtımı
Ana fikir
Dil ve anlatım
Değerlendirme ( kritik )

RAPOR
Rapor,araştırma ve inceleme esasına dayanan bir yazı türüdür. Herhangi bir konuyla ilgili bilgi vermek,mesleki ve teknik bakımdan bazı noktaları açıklamak; görüş,düşünce ve önerileri bildirmek gibi amaçlarla yazılır.
Günümüzde rapor, geniş kapsamlı bir kelime olarak çok çeşitli alanlarda karşımıza çıkar. Doktor raporu, bilirkişi raporu, polis raporu, mühendis raporu, müfettiş raporu, deney raporu gibi çeşitli isimlerle anılan raporları ; meslek ve iş raporları, araştırma ve inceleme raporları gibi kısaca sınıflandırabiliriz.
Her rapor türünün kendine özgü yazılış kuralları vardır. Genel esas, konunun iyi kavranması ve konu üzerinde yeterli bilginin bulunmasıdır. Ancak, çok iyi anlaşılan,ilgi duyulan ve bilgi sahibi olunan konularda rapor yazılabilir.
Sağlam bir rapor yazabilmek için; raporun konusunu ilgilendiren kitapları,dergileri,gazeteleri okumak,yetkili kimselerle konuşmak,gözlem yolundan faydalanmak,özel deneylerde bulunmak,faydalanılan kaynakları göstermek gerekir.
RÖPORTAJ
Herhangi bir konu yada sorunun değişik boyutlarıyla ele alınıp işlendiği gazete ve dergi yazılarıdır. Röportajcı,yalnız gördükleriyle, izlenimleriyle yetinmez. Konuyla ilgili derinlemesine araştırma ve inceleme yapar,ilgililerin bilgisine başvurur. Röportajcının amacı, konuyu çarpıtmadan belgesel olarak okuyucuya sunmak,okuyucuyu konunun içinde yaşatmak,kamuoyunu aydınlatmaktır.
Röportaj, tek bir yazı olabileceği gibi,aynı konuda dizi yazı da olabilir.
ANLATI TÜRLERİ
Edebi türler yada sanatsal türler de denilen bu türlerin kesin kuralları,kesin tanımları yoktur. Her sanat eseri kendi kurallarını getirir, böylelikle de şimdiye kadar saydığımız türlerden ayrılır. Bir başka ifadeyle, her sanat eseri tektir,yaratıcısının özgün bir ürünüdür. Sanat eserine bu açıdan bakıldığında, genellemelere sığdırılamaz. Bu yüzden anlatı türlerini çok kalın çizgilerle ele aldık. Ayrıca bunların hepsini sıralamak yerine,yaygın olan birkaçına değinmekle yetineceğiz. Bunlar hikaye ve romandır.
HİKAYE VE ROMAN
Her iki türün geleneksel tanımında birleşilen nokta, olmuş yada olması mümkün bulunan olayları anlatan türler oluşlarıdır. Bunu, gerçek yada hayal edilmiş bir evrene ait gerçeklik duygusunu uyandıran olayların anlatımıdır,diye genişletebiliriz. Hikaye ve roman tanımlarında bu ortak noktadan sonra, iki türü birbirinden ayıran özellikler kısaca şöyle sıralanabilir :
a. Romanlar uzun, hikayeler kısa anlatı türleridir.
b. Romanlarda kişiler ( karakterler ) çok, hikayelerde azdır.
c. Romanlar geniş bir zaman kesitinde geçerken, hikayelerde bu kesit dardır.
d. Romanlardaki karakterler genellikle çok yönlü, hikayelerdeki karakterler tek yönlüdürler.
Ancak bu özellikler bile hikaye ve romanı kesin çizgilerle birbirinden ayırmaya yetmez. Bu sayılan özellikler her iki türde de bulunabilir.
Atirpan
Atirpan
Yönetici
Yönetici

Kadın
Mesaj Sayısı : 478
Yaş : 100
Nerden : izmir
Kayıt tarihi : 25/10/07

http://edebiyatsever.blogcu.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Gülenyüz Geri: 11.SINIFLAR DİL ANLATIM DERS KONULARI

Mesaj tarafından Atirpan C.tesi Ara. 08, 2007 12:41 am

YAZIŞMA TÜRLERİ
MEKTUP
Başka bir yerde bulunan kişiye yada kuruma bir bilgi iletmek amacıyla
yazılan yazılara mektup denir.
Mektubun diğer yazı türlerinden ayrı bir özelliği vardır. Herşeyden önce;
bağımsızdır,ufukları alabildiğine geniştir,dar kalıplar ve kurallar içinde
tanımlanamaz. Konuları oldukça bol ve sınırsızdır. Doğallığın ve içtenliğin en
çekici belgesidir. Elbette ki herkese aynı içtenlikle mektup yazılmaz.
Gönderdiğimiz kişi yada kurumla olan ilginin derecesine göre,mektubun hitap
bölümünden,amaç,hatta sonuç bölümüne kadar değişen üslup özelliği vardır.

Mektup kişiliğimizin bir
aynasıdır. Saygımız,sevgimiz,karakterimiz,inancımız,görüş ve düşüncelerimiz
hatta kültürümüz mektubumuza yansır.
Basit bir yazı türü gibi görülmesine rağmen mektubun da kendine özgü bir
düzeni,bir disiplini,bir planı vardır.
Mektup Yazarken Nelere Dikkat Edilmelidir?

· Mektup yazarken
kullanacağımız kağıt ve zarf temiz olmalıdır. Bu basit ayrıntı karşımızdakine
verdiğimiz değeri gösterir.
·
Mektuptaki hitap,göndereceğimiz kişi yada kurum göz önünde bulundurularak
seçilmelidir: Sevgili Kardeşim, Canım Kardeşim, Canım
· Babacığım, Aziz Dostum, Saygıdeğer Büyüğüm, Sayın
Murat Bey, Sayın Genel Müdür...
· Mektupta daha sonra giriş ve amaç bölümüne geçilir. Bu bölümde mektubun
niçin yazıldığı belirtilir.
·
Sonuç bölümünde daha çok klişe sözlere yer verilerek, hoşa gidici bir dilekle
mektup bitirilir ; sevgi ve saygılar sunar,esenlikler dilerim. gibi.

· Öfkeli anlarda kesinlikle
mektup yazılmamalıdır.
·
Mektupta kullanılan ağır ve kırıcı sözler, ileride pişmanlığa yol açabilir.
Ancak, yazının kalıcı etkisi nedeniyle, yarattığı kırgınlık tümüyle unutulamaz.
· Mektup Türleri

Mektuplar, konularına ve
yazanla yazılan arasındaki ilgiye göre üçe ayrılır :
1. Özel mektuplar
2. Resmi mektuplar
3. İş mektupları
Özel Mektuplar
Birbirine yakın, tanışık insanlar ve eş dost arasında
yazılan mektuplardır.
Tebrikler
Bayramlarda,
yılbaşlarında veya mutlu bir olay dolayısıyla karşı tarafa iyilik ve mutluluk
dileklerinde bulunmak amacıyla yazılan kısa,öz ve içten mektuplardır. Bunlarda
kağıt yerine daha çok basılı kartlar kullanılmaktadır.
Telgraf
Mektubun gecikebileceği ivedi durumlarda bildirilmesi gereken istek, olay
ve haberleri, kısa ve öz olarak anlatan bir mektup türüdür. Telgrafta az ve öz
ifade önemlidir.
§ Alacak
olanın adı,soyadı ve açık adresi yazılır.
§ Telgraf çekmemize sebep olan konu,kısa ve öz olarak
ifade belirtilir.
§ Sağ alt
köşeye gönderenin adı ve soyadı yazılır.
§ Telgraf metninin altına bir çizgi çekilir. Bu
çizginin altına gönderenin adresi yazılır. Bu bilgi,alıcının bulunmaması
durumunda telgrafın iadesi için gereklidir. Ücrete tabi değildir.

Telgraf,bugün kullanım alanı
yok denecek kadar az kalmış bir yazışma türüdür.
Resmi Mektuplar
Devlet dairelerinin kendi aralarında veya kişilerle
devler daireleri arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplarda, konunun
uzunluğuna göre tam veya yarım sayfa boyutunda çizgisiz,beyaz kağıtlar
kullanılır. Anlatım ciddi ve ağırbaşlı olmalıdır. Konu dışında ayrıntılara ve
özel isteklere yer verilmez. Konu en açık ve yalın biçimde ele alınır. Üst makam
yetkilisi alt makamdakine yazdığı yazıyı “rica ederim”, alt makamdaki üst
makamdakine “bilgilerinize saygıyla sunarım” veya “arz ederim” şeklinde
bitirmelidir.
Resmi
Yazışmalarda Dikkat Edilecek Noktalar :
· Kağıdın üst yanından iki santim aşağıda ve ortada
olmak üzere yazının çıktığı dairenin adresi bulunur.
· Sağ üst köşeye tarih konur.
· Yazıya başlamadan,hangi tarih ve sayılı yazıya
cevap olarak yazıldığı belirtilir.
· Yazının ilk paragrafında sorun veya konu ortaya konur.

· Gelişme
paragraflarında,bizim konu hakkındaki görüşümüz belirtilir,bizden istenilen
bilgiler verilir.
· Sonuç
bölümünde,yazının gönderildiği makamın durumuna göre ( alt makam,üst makam )
yazı,rica yada sunu biçimlerinden biriyle bitirilir.
· Resmi yazıyı tamamlayan evraklar,metnin sol alt
kısmına,sıra numarası verilerek belirtilir.
· Kağıdın sol en alt köşesine yazıyı daktilo
edenle,konuyla ilgili bölüm şefinin ad ve soyadlarının ilk harfleri yazılır.

İş Mektupları

Ticaret ve endüstri
kurumlarının birbirlerine ve kişilere, kişilerin bu kurumlara gönderdikleri
mektuplara iş mektubu denir. İşyerleri bu mektuplarda, firma ismini taşıyan
başlıklı ( antetli ) beyaz kağıtlar kullanırlar. Yazıda daktilo ( veya
bilgisayar ) kullanmak yerleşmiş bir kuraldır. İş mektuplarında da konu kısa,öz
olarak açık ve yalın bir anlatımla ele alınmalıdır. Resmi mektupların özellik ve
yazılışlarını kavramış olmak bu tür mektup yazmada da büyük kolaylık sağlar.

İş Mektuplarının Yazılışında
Uyulacak Kurallar :
· Ciddi
bir anlatım kullanılmalı, kısa ve özlü bir anlatım yolu seçilmelidir.

· Her iş için ayrı bir mektup
yazılmalıdır.
· Daktilo veya
mavi mürekkepli dolma kalem kullanılmalıdır.
· Ele alınan konu hakkında amaca uygun açıklamalar
yapılmalı, gerekli yerlerde teknik terimler kullanılmalıdır.

· İstekler yapmacıklığa
kaçmadan ciddi bir hava içinde belirtilmeli, saygı bildiren kelimeler ölçülü
şekilde kullanılmalıdır.
·
Eğer yazılan iş mektubu, bir başka mektuba cevap niteliği taşıyorsa,bu, metnin
başında “ilgi” bölümünde belirtilmelidir. Bunun için o mektubun tarihi ve
numarasının yazılması yeterlidir.
DİLEKÇE
Bir dilekte
yada şikayette bulunmak veya bilgi vermek amacıyla resmi makamlara sunulan
tarihli,imzalı mektuptur.Kişiyi ve kamuyu ilgilendiren bir hakkın sağlanması,
bir haksızlığın düzeltilmesi, kaldırılması için gerçek yahut tüzel kişilerce
ilgili makamlara yazılan yazılara dilekçe denildiği gibi, “istida, arzuhal” de
denir.
Dilekçe Yazımında Göz
Önünde Bulundurulması Gereken Kurallar :
· Dilekçeler,konularına göre uzun veya kısa olabilir.
Konular kısa v öz olarak belirtilir. Gereksiz ayrıntılara yer verilmez.

· Dilekçelerde ciddi,
ağırbaşlı bir dil kullanılır. Anlatımın yalın ve duru olmasına özen gösterilir.
Süslü,yapmacık,laubali bir ifadeden kesinlikle kaçınılmalıdır.

· Dilekçeler ; çizgisiz,beyaz
dosya kağıdına daktiloyla veya dolmakalemle,okunaklı el yazısıyla yazılmalıdır.

· Dilekçe hangi kuruma
veriliyorsa,bu makamın adı başa yazılır. Kurum adının sağ altına kurumun
bulunduğu şehir adı yazılır.
· Konunun kısa bir özeti bu başlığın altına yazılır.

· Daha sonra konunun
belirlendiği metin bölümüne geçilir. Bu bir şikayet dilekçesiyse,şikayet sağlam
kanıtlara dayandırılmalıdır. Eğer iş isteme dilekçesiyse, öğrenim
durumu,yaş,kısa bir özgeçmiş,kurumca aranan seçkin nitelikler açık seçik
belirtilmelidir.
· Dilekçede
bir durum belirtiliyorsa ,son cümle “Durumu bilgilerinize saygılarımla sunarım”,
bir istek belirtiliyorsa “Gereğini izinlerinize saygılarımla sunarım” şeklinde
olmalıdır.
· Dilekçe
bitiminde sağ alt köşeye ad ve soyadı yazılmalı,imzalanmalıdır. Tarih,isim ve
imzanın bir satır üstünde olabileceği gibi dilekçenin sağ üst köşesine de
konulabilir.
· Sol alt köşeye
açık adres yazılmalıdır.
Dilekçe, herkesin zaman zaman yazmak zorunda kalabileceği bir mektup
türüdür. Dilekçenin ilk bakışta güven verici bir düzen içinde olması
gerekir.
Atirpan
Atirpan
Yönetici
Yönetici

Kadın
Mesaj Sayısı : 478
Yaş : 100
Nerden : izmir
Kayıt tarihi : 25/10/07

http://edebiyatsever.blogcu.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz